Gülce gülce

Dedi kiii beni götür ayaaa 🌙 open.spotify.com/track/1d9GjRbLv... Tamam hadeee ayaaa
Reklam
15. Resûlullah’ın hizmetlerini yürüten Ebû Hamza Enes b. Mâlik el-Ensârî’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur: Kulunun tövbesinden dolayı Allah Teâlâ’nın sevinci, sizden birinizin çölde devesini kaybedip de tekrar bulduğu andaki sevincinden daha fazladır.
Âlimler günahlardan tövbe etmenin vacip olduğunu söylemişlerdir. İşlenen günah yalnız Allah’a karşı olup kul hakkını içermiyorsa, bu tür günahtan tövbe etmenin üç şartı vardır: 1. O günahı kesin olarak terk etmek, 2. Onu işlediğine pişman olmak, 3. O günahı bir daha işlememeye azmetmektir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir kimse iyilik yapmaya niyetlenir de, onu yapamazsa, Allah, o kimse için tam bir iyilik sevabı yazar. Eğer hem niyetlenir hem de o iyiliği yaparsa, on iyilik sevabı yazar ve bu sevabı yedi yüze ve/veya daha fazlasına kadar çıkarır. Eğer kötülük yapmaya niyet eder de, sonra onu yapmaktan vazgeçerse, Allah onun için tam bir iyilik sevabı yazar. Şayet kötü bir işe hem niyetlenir, hem de onu yaparsa, Allah o kimse için sadece bir tek günah yazar.
7. Ebû Hüreyre Abdurrahmân b. Sahr’dan (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur: Allah, sizin cüsselerinize ve şekillerinize değil, kalplerinize ve amellerinize bakar.
Reklam
Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan Ebû İshâk Sa’d b. Vakkâs3 (ra) anlatıyor: Veda Haccı senesinde Resûlullah, ağır hastalığım sebebiyle beni ziyarete geldi. Ben: –Yâ Resûlallah, hastalığımın ne kadar ilerlediğini görüyorsun. Ben zengin biriyim ve bir kızımdan başka da mirasçım yok. Malımın üçte ikisini sadaka olarak dağıtayım mı, dedim. –Hayır, öyle yapma, buyurdu. –Yarısını vasiyet edeyim, dedim. Peygamber yine: –Hayır, dedi. –Yâ Resûlallah, malımın üçte birini vasiyet edeyim mi, dedim. –Evet, üçte biri yeterlidir, hatta üçte biri bile çoktur; zira mirasçılarını zengin olarak bırakman, onları halka el açacak bir hâlde fakir bırakmandan daha hayırlıdır. Allah rızasını gözeterek eşinin ağzına koyduğun lokmaya varıncaya kadar, onlar için yaptığın her türlü harcamadan dolayı sevap kazanırsın, buyurdu.
De ki: İçinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir... (Âl-i İmrân, 3/29)
Oysa kendilerine yalnızca Allah’a kulluk etmeleri, içtenlikle sadece O’na iman ederek batıl olan her şeyden uzak durmaları; namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.
“Şüphesiz Allah’ın zeki ve anlayışlı kulları vardır. Dünyadan yüz çevirip, fitnelerden sakınmışlardır. Onlar dünyaya şöyle ibretle bakınca, Canlılar için kalıcı bir yurt olmadığını anlayınca, Kabul ettiler ki o, engin bir denizdir. Salih amellerimiz de gemilerimizdir.”
Reklam
Hamdlerin en belîği, en pâk ve en kapsamlı olanı ve en bereketlisi ile O’na hamd ediyorum.
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla… Hamd, bir olan, her şeye egemen olan, aziz ve çok bağışlayan Allah’a mahsustur. O, gerçek kalp ve göz sahiplerine bir hatırlatma, gönül ve akıl sa-hiplerine bir öğüt olarak geceyi gündüz üzerine bürüyendir. Seçtiği kullarını (gaf l et) uykusundan uyandıran, onları dünyaya meyletmekten uzaklaştıran, onları murâkabe, devamlı tefekkür etme ve öğütlerden ibret alma ile meşgul eden de O’dur.
9,1bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.